İSRAİL’DE BUGÜN
RAFAEL SADİ
Evet bir gazete adı gibi oldu aslında İSRAEL TODAY gibi. Ama gerçekten de anlatmak istediğim İsrail’in bugün nasıl bir yer olduğu ve bu haftaya ne gibi sorunlar ile girdiğini anlatmak az derin bir fotografını cizmektir.
Bilindiği üzere 6. Natanyahu Hükümeti göreve başlayalı neredeyse 2 ay olacak .29.Aralık 2022 günü hükümet kurulmuş ve ilk icraatı da memlekette bir ADALET REFORMU tesis etmek olduğunu Adalet Bakanı Yariv Levin’in ilk basın toplantısı ile beyan edildi.
Yariv Levin bu basın açıklamasında yapılması düşünülen Adalet Reformunu geniş tabanlı bir konsesnus ile ve bütün parti temsilcilerinin katılacağı söz söyleyeceği hatta uzmanların da dinleneceği ve ondan sonra anlaşarak bir yasa haline getirilip parlamentoda oylanacağını belirtti.
Ancak gel gör ki Muhalefet bu sözlere karnımız tok diyerek uzatılan diyalog elini geri çevirdi. Bu sütunlarda kim haklı kim haksız tartışmasına girmeyeceğim. Sadece iki taraftın da yanlış kusurlu hareketlerini ortaya koyup nasıl dikenli ve aslında mayınlı bir yolda ilerledikilerini anlatmaya çalışacağım.
Muhalefet Koalisyon hükümetine meclis çoğunluğu sizin elinizde bu yasa değişikliği DEMOKRASİNİN sonu demektir sizin niyetiniz İsrail’i bir dikta ülkesi haline getirmektir ve bir avuç suçlunun yöneteceği ve kendilerini kanunların elinden kurtarmak için çıkaracakları yasalara izin vermeyeceğiz diyerek sabah akşam yaygın ve oldukça başarılı saymamız gereken bir karşı direnç göstererek Bu reforma karşı eylemlerde bulunmaktadırlar.
Basit ve masum bir protesto gösterisi olarak başlayan siyasi eylemler Bu haftaki Cumartesi çıkışı 8. Haftasını doldurdu ve memleket adeta arap saçına döndü.
Anlaşılabilmesi için yazıyorum İsrail’de her isteyen Protesto gösterisi düzenleyebilir. Ve ön şartı Protesto mahalinin bağlı olduğu bölge karakoluna yani Polis’e nerede (hangi meydan da) ve kaç kişinin katılacağı bir gösteri olacağını ve ne kadar süre ile devam edeceği konusunu yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Bu asla bir izin alma işlemi olmayıp sadece bölge trafiğinin düzenlenebilmesi için konulan bir kural. Polis bu bilgiler ışığında gerekirse bazı yolları 3-5 saatliğine trafiğe kapatıp şehir hayatının felce uğramamasını temin etmekle görevlidir.
Bu Cumartesi DEMOKRASİ elden gidiyor diye eylem yapan Muhalefetin demokrasinin bel kemiğini nasıl çatırdattıklarını ibranice denildiği gibi etimin üzerinde hissettim. Cumartisi günü bitmeden kızım fena olduğunu bildirdi ve kendisini hastaneye götürmemizi rica etti.
Saat 19.00 gibi idi bir taksi ile Givatayim şehrinde olan kızımın evine gidip kendisini Ychılov hastanesine götürmek istedik. Ayalon çevre yoluna girdiğimizde bunu ne kadar süreceğini anlayamadık bir. Her taraf kapalı ve Ayalon anayolundan çevre yollara olan öıkışlar kapatılmıştı. Uzun birtur attıktan sonra Givatayim istikametine girebildir. Bu arada zaman geçiyor bizim kalbimizin atış ritmi de yükseliyordu. Kızımız acı içinde kıvranıyordu. Sürekli telefonda geliyoruz diyorduk Ama endişemiz ve artan trafik sıkışıklığı bizi çileden çıkartıyordu. Aslına bat-Yam Givatayim 10 kmlik bir mesafedir ve yol açık olsa 10 dakikadır.
Kızı alıp hastaneye gitmek neredeyse 2 saat sürdü. Bu arada kızım’da Reflü rahatsılığı var ve yememesi gereken bir yiyecek olan Limon yediği için bu kriz onu rahatsız etmekteydi. Hastane konusu başka bir macera ama o gece hastanede sabahladık ve az bir şey kendine gelince ki sabah saat 05.00 gibiydi hastaneden taburcu olduk. Çok şükür evde ilaç tedavisi ile kendine geliyor.
Hastane olayları başka bir fırsatta tarafınıza anlatılacaktır. Allah hiç kimseyi hastaneye düşürmesin ve kimseyi de hastanesiz bırakmasın.
Saptamam şudur ki Demokrasinin elden gitmesinden bu denli mutazarır olanların protestosu ile hastaların ambülanların hastaneye gitmesini engellendiği bir demokrasi nasıl konuşulabilir. Demokrasi benim haklarımıın başladığı yerde diğer bireyin haklarının sınırı olduğunu nasıl bilmezler.
Peki Yalnız Muhalifler mi kusurlu ?
Kuşkusuz hayır. Bu gösteriler Adalet Bakanının basın toplantısının akabinde başladı ve Uzatılan el havada kaldı.
İddilardan bazıları şöyle:
Yüksek Mahkeme hakimlerinin seçim şekli değiştirilmek isteniyor. Şimdiye kadar Yüksek Mahkeme Hakimleri özel bir komisyon tarafından seçilmekte ve bu komisyon üyelerini bir kısmı Yüksek mahkeme Hakimlerinden ,baro temsilcileriden ve parti üyelerinden oluşmakta ve Yüksek Mahkeme hakimlerinin önerilen adayları veto etme yetkisi mevcut. Bu VETO müesesesi ile Yüksek Mahkeme hakimlerini kendi kendini seçer konuma getirmekte ancak önerilen seçim siteminde ise Hakimleri Koalisyon iktidarının seçmesi gibi garip bir durum ortaya çıkmaktadır. Başka bir deyiş ile Kendisini denetleyecek ve gerektiğinde yargılayacak bir adalet sisteminin iktidar tarafındans seçilmesi de doğru değildir. Ve %51 lik oy oranı buna yeterli olmamalıdır. Bu da İktidarın kusurlu tekilifidir.
Buna cevaben de biz bu öneriyi pazarlık payı olsun diye bu şekilde önerdik ancak pazarlı ve diyalog yerine kavgayı seçtiniz biz de bunu gözünüze soka soka bu meclisten geçireceğiz. Dediler. (bunu ifade eden Likud Milletvekili (Dudu Amsalem)
Anlayacağınız Adalet reformu Aşkenaz Soğuk gurur ile Faslı (Doğulu) İnatçılığı arasında sıkışmış oldu.
Aklı başında devlet Başkanı Yitshak Herzog ise tarafları toplantıya çağımış ve konuşun anlaşın demiştir. Ancak iki tarafta bu makamın sözünü dinlemediler ve İktidar çıkartmak istediği yasaların parlamentoda birinci oylamasını başarı ile gçirmiş 63 lehte 47 aleyhte oy ile geçirmiştir. Bu yasalar çıktı demek değildir. Yasalaşabilmesi için 2 kez daha oylanması ve benzer lehte oy alması gerekmektedir.
Bu arada Muhalefetin İktidarın önüne koyduğu engeller arasında sayabileceğimiz mayınlar şöyle:
Yüksek teknoloji şirketlerinin İsrail’deki faaliyetlerini kısıtlamalarını ve İsrail’deki yatırımlarını geri çekme tehdidi. Bir miktar paranın İsrail dışına çıkartıldığı da varittir. İsrail Merkez bankası sözcüsü Dünya Borsalar Birliğinin reform konusundaki endişelerini Merkez Bankasına danıştıkları Merkez Bankası başkanı tarafından Başbakan Natanyahu’ya sözlü olarak belirtilmiştir. (Hükümet bu eylemide bir tehdit olarak algılamıştır.)
Kredi notunun düşürülmesi tehdidi de aynı pakedin içinde sunulmuştur.
İşçi Sendikaları konefederasyonu ülkeyi genel Greve götürme tehdidi halen havada uçuşmaktadır.
Okulların greve gitmesi son dakikada önlendi.
Eski Yüksek Mahkeme Hakimleri ve başkanlarının bu reform aleyhindeki beyanları hergün basında yer almakta ve muhalefetin haklılığı işlenmekte. Buna rağmen İktidar haklarınısavunan hocalar ve ski hakimlerin yadıklarım ana akım medya tarafından yayınlanmamaktadır. Anlayacağınız klaisk bir durum ve muhalefet iyi organize olmuş durumda.
Ortada oldukça organize ve Hükümet karşıtı bir eylem planı mevcuttur. Bu gösterilerine ve eylemlerin aslında bedava olmadığı oldukça büyük bir organizasyonun parası olduğu kanal 14 sunucusu AREL SEGAL tarafından bütün detayları ile canlı yayında izah edildi. Kurulan Sahne ve meydanlarda dalgalandırılan dağıtılan bayraklara kadar çok fazla paraya mal olduğu düzenlenen ses tertibatının kaç paraya mal olduğu veya olabileceği de ortadadır. Evlerinden gelip masum şekilde protesto eden insanların ceplerinden ödemedikleri de kesindir.
İşin finasman kısmını üstelendikleri konusunda iki isim de havada uçuşmakta. Eski Genel Kurmay Başkanı ve Eski Başbakan EHUD BARAK (siyah bayrak protestocusu) ile dış ayağı ve Solcu Milyarder ortam karıştırıcısı (Frullatore) George Soros. Soros ta Yahudi bu arada.
BU adamların hedefi aslında Binyamin Natanyahu.
Peki Başbakanımız sütten çıkmış ak kaşık mı? Hayır tabii. Ama bu coğrafyadaki sanırım bütün Dünyadaki en anasının gözü fırlama ve en zeki en işbilir siyasetçisidir. Cebinde ve şapkasına kaç tane tavşan olduğunu kimse bilmemektedir.Tabii ki en büyük hatası ise etrafında düşman etmediği kimse bırakmamış olmasıdır.
Muhaliflere bakarsanız çoğu eski LİKUD partili. Veya eski Koalisyon ortakları.
ANTİ BİBİ dedikİerimiz arasında eski başbakan EHUD OLMERT’te mevcut. O da eski Likud partili. Gideon Saar ile Zeev Elkin de Likud partili. Ana Muhalefet Lideri Yair Lapid kesinlikle solcu değil ama eski ortak ve aynen Eski Savunma Baknaı Benny Gantz gibi Bibi’nin eski koalisyon ortağı ve rotasyon ile Başbakan olmaya ramak kala ikisi de olamadı ve başbakanlıkları kursaklarında kaldı. Keza Naftali Bennet ile Ayelet Şaked te Natanyahu Başbakanlık ofisi çalışanı idiler. Yani ikisi de BİBİZEDEDİR.
Bu arada Arap partileri ve illetvekillerinin birkısmı çekimser kalmaktalar reformlar konusunda pek ses çıkartmamaktadırlar. Görünüşe göre bırakın birbirlerini yesinler demektedirler.
Koalisyonun toplam oyu 64 iken son meclis oylamasında 63 oy Lehte sayıldı.
1 kayıp verdi Likud. O isim ise bir zamanların en gözde milletvekili ve en birincil Likud Milletvekili bakan ve Meclis Başkanlığı yapmış YULİ EDELSTEİN dir. Bibi onu da kızağa çekti ve herhangi bakanlık vermedi. Bibi haksız mı pek olmayabilir ama kendi partisine be seçilmiş balbakana karşı gelmek gibi hatalar siyasette affedilmez.
Hal böyle iken Rahmetli Levent Kırca lafı ile soracak olursak NE OLACAK ŞİMDİ?
Vatan Konverse demek yerinde olur.
Evet kimsenin derdi VATAN değil.
Herkes sadece ben kazanmalıyım benim dediğim olmalı peşinde. Kimse bir diğeriile konuşmak bile istemiyor.
Muhalefet kanun onerisini geri çekin 2 ay sonra konuşmaya başlayalım diyor. İktidar da bizi salak mısandınız niye çekelim diyor. Son oylama esnasında Adalet bakanı bu oylamadan sorna bile ben elimi uzatıyorum gelin bu işi adam gibi çözelim konuşalım dedi.Ama el havada kaldı.
Kısaca İsrail devleti şu sıralar kimsenin pek umurunda değil.
Evet aklıma Nasreddin hoca fıkarsı geldi. Hani iki komşu kavga ederken Hoca araya girip adamlar derdini nedir diye sormuş. Birini dinledikten sonra valla Haklısın demiş. İkincisi de derdini anlatmış ona d avalla haklısın demiş. Kenardan dinleyen komşu ise yahu hocam sen ikisine de haklısın dedin nasıl oalcak bu iş deyince de .Valla biliyormusun sen de haklısın demiş.
Evet herkes kendine göre haklı ama benim çocuklarım torunlarım ne olacak onlar mıhaksız olanlar. Bu anlattığım İsrail’in bugünkü fotografının sadece bir karesi.
İsrail’in başka dertleri sıkıntıları da var.
İran nükleer silahlanma yolunda süratle ilerliyor. Uranyum zenginleştirme konusunda %84 orana ulaştı.Yanılmıyorsan %90 olunca bomba yapma imkanı oluşuyor. Bu imkan engellenir mi göreceğiz. Hani böylesi bir engelleme saldırısı da imkansız değildir.
Diğer tarafta Filistin terörü had safhaya ulaşmakta . Dün 2 genç resmen katledildiler. Filistin terörünün ardından misilleme olduğu düşünülen Yahudi terörü de baş göstermiş olma ihitimali mevcut. Bazı vatandaşlar kendilerini kanun yerine koyarak bu iki gencin öldürüldüğü Hawara köyünü resmen ateşe verdikleri düşünülüyor.
Hayat Pahılılığı bütün Dünya ile birlikte İsrail’de de en esaslı meseledir. Her ne kadar Bütöe onaylandıysa da bu konu nasıl çözülecek kimse cevap veremiyor.
Allah yardım edecek diyoruz. Yani anlayacağınız işimiz Allah’a kaldı.
Saygılarımla
RAFAEL SADİ
Herkesin cebinde iki pasaport. Arif olan anlar.
Burası kimsenin umurunda değil.