Skyturk.net okurları Rafael Sadi’yi yakından tanır. Sadi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin en kötü günlerinde bile iki ülke arasındaki gerginliğin giderilmesi için hem sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirir hem de Ankara ile Tel Aviv’deki resmi makamlar nezdinde girişimlerde bulunur. Dünyada ve bölgedeki gelişmeleri her iki ülkeye olan etkileri üzerine yazdığı makaleler, kaleme aldığı haberleri sık sık skyturk.net okurları için paylaşan Rafael Sadi aynı zamanda Başbakan Erdoğan’ın sınıf arkadaşı.
AK Parti Grubu’nda dün yaptığı konuşmada isim vermeden, hem Akşam gazetesinde hem de skyturk.net’te yer alan düşüncelerinden dolayı Rafael Sadi’yi eleştiren Erdoğan’a Tel Aviv’den yanıt gecikmedi. Kasımpaşalı Rafael Sadi, Erdoğan’a yazdığı mektubunda bakın neler söyledi.
“Sayın Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan
Sevgili sınıf arkadaşım,
Öncelikle Türk basınına söylediklerime değer verip gündeminize aldığınız için teşekkür ederim.(03.11.2009 AKP Grup Toplantısı).
Ancak ifadelerimi “şuymuş, buymuş, kırgınmışım” şeklindeki izahınız, küçümseyerek ifadenizi beğenmediğimi belirtmeme müsaade ediniz.
İfadelerim Akşam Gazetesi Yazarı Sayın Mahmut Gürer’in makalesinde açıkça bellidir.
Grup toplantısında da kullandığınız ifadelerde bariz YANLIŞIKLAR söz konusudur. Dilerdim ki İsrail’e diğer konularda olduğu gibi doğruları söyleme konusunda da güvenebilseydiniz
Bu yanlışlıklar İsrail’i ve Yahudileri KATİL, CANİ ve BEBEK KATİLİ olarak göstermenize sebebiyet vermektedir. Ne İsrail devleti ne İsrail ordusu ne de Yahudi milleti bu karalamaları hak etmemiştir.
Elimden geldiğince size gerçekleri izah etmeye çalışacağım. Keşke bir arada olsaydık da bu konuları ben size bütün gerçekleri ile izah edebilseydim.
2006 senesinde Gazze sahilinde ölen ailenin İsrail tarafından öldürülmediği, Hamas terör örgütünün yerleştirdiği mayınlar sonucu hayatlarını kaybettikleri seneler önce hiçbir şüphe bırakmayacak bir şekilde ispat edildi. Buna rağmen, bu olaydan üç sene sonra bile İsraili suçlayarak konuşuyorsunuz.
Konu hakkındaki geniş resmi bilgi herkesin kolaylıkla erişebileceği İsrail Dışişleri Bakanlığı web sitesinde mevcuttur.
Kısa Türkçe tercümesi de ek 1 olarak tarafınıza takdim edilmektedir.
Gelelim sürekli işlediğiniz ve Gazze’deki insanların AÇ oldukları ve İsrail makamlarının Gazze’ye gönderilen yardımların geçmesine müsade etmediği iddiasına.
İsrail hükümeti Gazzeye geçişi sağlanan tüm malzemenin dökümünü ay ay hatta hafta hafta bu bilgiyi okumak isteyenlere sunuyor. Dצkme Kurşun operasyonunun bittiği tarih olan 18.Ocak 2009 tarihinden 1.Kasım 2009 tarihine kadar Gazze’ye İsrail sınır kapılarından sokulan yardımların toplam mıktarı 585.431 TON dur.
Bu miktara, Gazze’ye bu tarihlerde sevk edilen 86.601.506 litre akaryakıt dahil değildir. Tüm bilgileri İsrail Dışişleri Bakanlığı web sitesinde bulabilirsiniz
Bu linklerin de kısa tercümelerini ek 2 olarak takdim ediyorum.
Dökme Kurşun operasyonu esnasında kullanılan fosforlu sis bombalarını kitle imha silahları olarak izah etmek sanrım Filistin basının oldukça işine gelmektedir. Ama bunu Türkiye Başbakanı’nın kullanması beni ve İsrail’de yaşamakta olan 100 bin kadar Türk Yahudisini çok üzer. Gazze operasyonunda kullanılan her iki türlü fosfor bombasının kitle imha silahları olmadığını, fosforlu sis bombalarının fiilen TSK dahil birçok ordu tarafından kullanıldığını ve savaş kanunlarına aykırı olmadığını bilhassa belirtmek isterim.
Takdir edersiniz ki İsrail’de sadece Türk Yahudileri yaşamıyor. 7 milyon İsrailli de bu ifadelerinizden üzülmekte ve çok sevdikleri (bizim sevdirdiğimiz) Türkiye’nin neden İsrail karşıtı olduğunu Başbakan’ın neden İsrail’i yanlış bilgiler ile suçladığını anlamakta zorluk çektiklerini ve sizin neden doğru bilgiler ile donatılmadığınızı merak etmektedirler.
Bugünki grup toplantınızda Gazze’de kaç kişinin öldüğünü sordunuz.
Sormayı unuttuğunuz veya atladığınız çok daha önemli diğer birkaç soru vardı: Bu insanlar neden öldü? Bu gereksiz savaşı kim ve neden başlattı?
İsrail’in üzerine atılan binlerce Kassam füzesi grad bombası ve de adı her ne ise her nedense sizin bilançonuzun içinde yer almıyor. Gazze civarındaki İsrail yerleşim merkezlerinde 8 sene roket teröründen hayatın felce uğradığı da yer almıyor.
Gazze’deki Dökme Kurşun operasyonu İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesinden sonra Hamas terör örgütünün İsrail’in Gazze sınırına yakın kasabalarını sürekli füze ateşine tutması sonucu başlatılmıştır. İsrail ordusu da aynen TSK gibi kendi halkını ve vatandaşlarını korumak ile mükelleftir.
Bugün televizyonda Hamas’ın Tel Aviv’i vurabilecek uzun menzilli bir füze geliştirdiği haberini duyduk. Böyle bir füzenin Tel Aviv’e atılması halinde çıkacak olaylardan sizce kim sorumlu olacaktır?
Dökme Kurşun operasyonu ile detaylı bilgi aşağıdaki linkte mevcuttur:
Her nedense bu durumlar tarafınızca hatırlanmamakta ve de varsa yoksa Gazze’deki MAZLUM insanlardan söz etmektesiniz. Peki buradaki MAZLUMLAR, sığınaklarda büyümek zorunda kalan çocuklar ne olacak.
Biz MAZLUMUN yanındayız diyorsunuz. Diyorsunuz da ama siz sadece Gazzeli mazlumların yanında yer alıyorsunuz. Bu ne Osmanlı ne de Türk geleneklerine uyar. Geleneklerimiz Türk olarak hakkaniyetten yana olmanızı emreder.
Saygıdeğer Başbakanım, sınıf arkadaşım:
18 senedir bu coğrafyada yaşıyorum, gerek İsrail gerekse Filistin bölgelerinde çok dostum vardır. Bu süre zarfında Arafat’ı bile ziyaret ettim. Yani demem odur ki, benim Yahudi olmam komşularımız olan ve kardeş çocuğu olduğumuz Filistinli dostlarımız ile aradaki meselenin sadece bir miras ve Toprak kavgası olduğunu bütün samimiyetimle söylemek isterim. Olay kötü niyetli ve antidemokratik siyasiler tarafından sanki ortada bir DİN kavgası varmış hissi verilmek istenmektedir. Lütfen 517 senedir bir arada yaşadığımız birlikteliği ve TSK tanklarını ve uçaklarını modernize etmeyi güvendiğiniz yegane devlet olan İsrail’e ve kaynaklarına inanmayı tercih edin. Kuşkunuz olan kısımlarını gelin bizzat veya elçiliğiniz aracılığı ile tespit edin.
Kuruluş maddeleri, stratejik ortağınız İSRAİL’i YOK ETMEK olan terör örgütlerine inanmanız ve onların ağzı ile konuşmanız ilk başta Türkiye’nin yararına ve onuruna yakışmamaktadır.
İsrail Türkiyenin dostudur ve daha çok uzun seneler bu öyle olacaktır.
Ayrıca Siz Yahudi düşmanı da değilsiniz. Üstelik olmadığınızı da Yad Vashem (Soykırım Müzesi’ndeki) hatıra defterine yazdığınız bu yazı ile beyan ettiniz. Ama İsrail ile ilgili sözlerinizi dinleyenlerin Yahudi düşmanı olmaması mümkün mü?
Sayın Başbakan; İsrail cephesinde size ters gelen siyasiler varsa bunun acısını bütün İsrailliler’den çıkartmayın.
Varsa size ters gelen siyasiler bana havale edin kendilerine gerekeni söylerim. Bu da tam bizim mahalle ağzı ile oldu (Bedrettin Mahallesi Kasımpaşa).
Şayet saygıda bir kusur işledimse affola. Ne yapayım ki ben de sizin gibi politikacı değilim . (Siz de değilsiniz . Hakiki ve gerçeksiniz, içinizdekini olduğu gibi söylüyorsunuz.)
Tanrı size uzun ömür ve sağlık versin.
Ben iki ülkem, iki bayrağım olması ile gurur duyuyor ve iki ülkemin birlikteliği içinde doğru bildiğimi yazmaya devam ediyorum.
Saygı ve sevgilerimle.”
http://www.skyturk.net/erdogana-sinif-arkadasindan-mektup-var/
RAFAEL SADİ
04.11.2009