Birkaç gündür devam eden deniz sınırı anlaşması oldukça çalkantılı ve tam manası ile anlaşılmayan ve de hükümet tarafından tam olarak açıklanmayan bir durumda idi.
Dün anlaşma son metni gazetelerde yayımlandı. Ancak gizli olan bölümleri henüz bilinmiyor.
Önce bu anlaşma ne şekilde imzalanacak, kim onaylayacak izah edelim.
Bu türden anlaşmaların, yani milli ve güvenlik konularının en üst seviyede önem taşıyan bir anlaşmanın İsrail Parlamentosu Knesset tarafından veya halk oylaması ile onaylanmasının gerekli olduğu geçmiş tecrübelere dayanarak varittir.
Bu yasalar çerçevesinde zorlayıcı bir durum değildir.
Böylece de Yair Lapid geçici hükümeti dün Hükümet kabinesini toplayıp anlaşmanın Knesset’in onayına gerek kalmadan imzalanabileceği yolunda karar aldı.
İçişleri Bakanı Bayan Ayelet Şaked bu karara karşıt oy kullanan yegane bakan idi.
Dün akşam saat 20.00’de başlayan basın toplantısında Başbakan Yair Lapid ve Savunma Bakanı Benny Gantz özetle şunları söylediler:
Bu anlaşmanın iyi olduğunu ve İsrail’e MEB sahalarında istediği gibi hareket kabiliyeti sağlayacağını ve stratejik önemi hatta ekonomik getirisi de olacağını belirttiler.
Bu anlaşmanın ekonomik getirisinin de ABD garantörlüğünde olacağını da ifade ettiler.
Sanırım hepimiz bu tür büyük devletlerin garantörlüğünün ne kadar önemli olduğunu ve ihtiyaç anında binbir dereden sular getirmekte ne denli usta olduklarını biliyoruz.
İngiltere, Kıbrıs’ta garantör devlet idi. Ve garantörlüğü Türkiye yapmak zorunda kalmıştı. Keza Ukrayna kendisine yakılan yeşil ışıktan sonra nasıl Rusya’nın insafına terk edildiği gözümüzün önündedir.
Sözkonusu anlaşmada G.Planet kurucusu Guy Bechor’un bu hafta başında yayınladığım videosunda söz ettiği ve Lübnanlılar’ın anlaşma maddelerinden birinde “ABD yaptırımlarından etkilenmeyecek şirket” ifadesini silerek ABD yerine “Uluslararası yaptırımlardan etkilenmeyecek şirket” olarak düzelttiğini hatırlatmak isterim ve bu ibare yeni anlaşma metninde bu düzeltilmiş şekli ile yer almaktadır. Ne olacak derseniz, Guy Bechor izah ediyor. ABD yaptırımlarından etkilenecek tek ülke İran’dır. Uluslararası yaptırımlardan etkilenmeyecek tek ülke ise İran’dır.
Bu izahatın ardından, bu şekli ile Lübnan bu anlaşma çerçevesinde gaz arama ve çıkartma işini aslında Devrim Muhafızları’nın yer alacağı bir İran şirketine verme olasılığının bulunduğuna özellikle dikkat çekiyor. Ve anlaşma bu şekli ile imzalanırsa savaş halinde olduğumuz İran’ı kendi evimize sokmuş olacağız demektedir.
Kuşkusuz komşu ile savaşmadan, bir mermi bile sıkmadan sınır tespit etmek önemlidir ama ne yazık ki komşu hem sorunlu hem de aşırı derecede düşman ve İsrail’i yok etmekten söz eden bir yan terör örgütü esaretindedir Hizbullah ve bu terör örgütü de İran’ın Lübnan şubesidir.
Lübnan kesiminde ise Hizbullah ve Nasrallah anlaşmanın kendi silah ve cesaretlerinin eseri olduğunu iddia etmekte ve İsrail’i korkutmasaydık bu anlaşma imzalanamazdı diye de böbürlenmektedir.
Hasan Nasrallah efendi böyle diyorsa da ve bundan siyasi bir karlılık beklentisi içindeyse de aslında ne Hizbullah ne de İran bu anlaşmadan pek de mutlu değiller. Çünkü Lübnan’ın zor ekonomik durumu onları enerji konusunda İran’a bağımlı kılmakta ve bu bağımlılık hem Lübnan’ı çaresiz bırakmakta hem de Hizbullah’ı İran’ın çırağı olmaya zorlamaktadır. Lübnan bu anlaşma ile ekonomik olarak güçlenebilirse İran boyunduruğundan kurtulabilir ve belki de özgür ve bağımsız bir ülke olabilir.
Bu durum da hem Lübnan halkının hem de İsrail halkının yararınadır.
Savunma Bakanı Benny Gantz “Kimseden korkmuyoruz ve her olasılığa karşı da hazırlıklıyız ve saldırılırsa bunun bedeli Lübnan için acı olur” demişti.
Dünkü basın toplantısında ise aynı şeyleri tekrarlarken “Ben iki durumu da biliyorum. 40 senedir ordu görevi içindeyim, savaşın da ne olduğunu biliyorum. Ordu ve devletin görevi savaşmama imkanı olduğunda bunu öncelikli olarak kullanmaktır” sözünü de ekledi ki buna yanlış demek mümkün değildir.
Sonuç olarak bugün itibarı ile sözkonusu anlaşma son metni İsrail Parlamentosu Knesset’in incelemesine sunulacaktır. Sadece okuyabilecekler. Milletvekillerinin onayı gerekmeyecek.
Anlaşma metninin parlamento üyelerince incelenmesi 14 günlük bir süreci kapsamaktadır. 26 Ekim’de bu süreç tamamlanmış olacak ve anlaşma imzaya hazır hale gelecek. Şayet bu anlaşmanın seçim öncesi imzalanması sözkonusu olursa anlaşma İsrail Lübnan sınırı Olam Roş Hanikra noktasına yakın bir yerde imzalanacak ve Yair Lapid bu imza törenine katılmayacak. Törene İsrail Enerji Bakanı Bayan Harari devleti temsilen katılacak. Lübnanlılar’ın ise İsrailliler ile resim çektirmeme taraftarı oldukları belirtiliyor haberlerde.
İsrail muhalefeti başta Eski Başbakan Binyamin Natanyahu ise bu anlaşmanın imzalanmaması gerektiğini ve seçilirse bu anlaşmayı tanımayacağını beyan etti. Bu pek olası değil bence ama dedikleri budur.
Seçim arifesinde bu türden bir anlaşmanın aceleye getirilerek yangından mal kaçırır gibi imzalanması ise İsrail seçimleri sonrasında Lübnan’da bir hükümet değişikliği beklentisi olması ve gelebilecek yeni Lübnan hükümeti ile böyle bir anlaşma imzalamanın pek olası olmadığı İsrail devleti Başbakanınca da ifade edildi.
İşte maden gelecek olan hükümetler bu anlaşmayı hem imzalamazlar hem de Natanyahu’nun dediği gibi tanımazlarsa ne demeye bu anlaşma için acele ediliyor.
Cevap seçim olsa gerek. Anlaşmanın sebebi seçimde daha iyi oy almak da olabilir. İsrail ve de Lübnan hükümetleri için de. Bakın düşmanla bile bir konuda hemfikiriz. Seçim önemlidir.
RAFAEL SADİ